İzmir Semazen Ekibi – Grubu İLAHİ (İSLAMİ DÜĞÜN)

GRUP HÜKÜMRAN- VİDEOLARIMIZI İZLEMEDEN KARAR VERMEYİN

İZMİR’DE VE İLÇELERİNDE İLAHİ GRUBU &  SEMAZEN EKİBİ 0532 621 31 93  – ( ALİAĞA, BALÇOVA,BAYINDIR, BERGAMA,BEYDAĞ, BORNOVA, BUCA, ÇEŞME, ÇİĞLİ, DİKİLİ, FOÇA ,GAZİEMİR, GÜZELBAHÇE, KARABURUN, KARŞIYAKA, KEMALPAŞA, KINIKKİRAZENDERES, MENEMEN, NARLIDERE, ÖDEMİŞ, SEFERİHİSAR, SELÇUK, TİRE, TORBALI, URLA)

www.gruphukumran.com – www.bizorganizasyon.com

Mustafa Olcay:

0532 621 31 93 (Turkcell)

0555 228 62 39  (AVEA)

0542 480 25 50 (Vodafone)

VİDEOLARIMIZI İZLEMEDEN KARAR VERMEYİN…

Evliliğin ehemmiyeti (ÖNEMİ)

İnsanlığa vakarlı ve şerefli bir hayat yaşatmak isteyen İslâm dini, kadına en yüksek değeri vermiş ve onun ihmalinden doğacak zararlara işaret etmiştir. Kadın, âilenin saâdet ve huzur tavanına asılmış billur bir kandil gibidir. Nikâhın feyz ve nuru ile toplumu aydınlatır. Âilenin iffet ve nâmusunu korur. Günah girdabı ve erozyonlarına karşı âilenin tabir yerindeyse bir paratoneri olmalıdır. Aksi hâlde nesiller zâyî olur, insan enkazı hâline gelir. Neslin zâyî olması ise akrabalığın ilgâ ve iptaline ve bu da nihayet toplumun çöküşüne kadar gider. Bu takdirde fitne, akrepleşir. Zarif ve ince duygular biter. Rezalet ve huzursuzluklar tuğyân eder. Bunlar da bir toplum için batış alâmetleri ve felâket alarmlarıdır.

Kadınların saâdeti, hanımefendi olarak yaşamalarıyla mümkündür. Kadın, aslî vazifesinin dışına yönelir ise âile ocağını kurutur. Kadının dış hayata katılması, ancak zarûrî sebeplerle ve yaratılışına uygun işler için mümkün olabilir. Bu zarûrî sebepler de objektif (âfâkî) şekilde değerlendirilmelidir. Yani cemiyetin ihtiyaçları ölçüsünce belirlenmeli, mâkul ve meşrû sınırlar aşılmamalıdır. Birtakım boş heves ve mazeretlerle çiğnenen sınırlar, sadece kendimizi aldatmaca ve kandırmacadır ki, neticeleri hep hüsrana çıkmıştır. Nice hanım kızlarımız, bu şekilde âhir zamanın gaflet girdâbında kaybolup gitmiştir. Rezaletin üstüne örtülmüş yaldızlara kanan nice gözler, ilâhî hakîkatlere âmâ olmuş ve kendi saâdetine kıymıştır.

Bilinmelidir ki, İslâm nazarında hanımlar, nikâhın billur âvizesi içinde parıl parıl ışık saçan birer hayat iksiridir. Kadının, ahlâkî, içtimâî ve millî hüviyet ve ihtişamı, ancak nikâhın ruhâniyeti içinde yaşamasındadır. Kadın, nikâhla kurulan yuva sayesinde yepyeni bir dünyaya girer. Belki daha önce hiç tanımadığı, tamamen meçhulü olan bir bey ve onun âile efradıyla bir arada yaşamaya başlar. Ancak Allah’ın evliliğe lütfettiği ayrı bir hususiyet vardır ki, nikâh sayesinde bir araya gelen çift, daha önce iki yabancı insan iken bir anda dünyanın birbirine en yakın iki insanı olurlar. Kurdukları yuva da, çoğu kere ayrıldıkları baba ocağından daha sıcak gelmeye başlar. Nitekim Rabbimiz:

“Onun varlığının ve birliğinin delillerinden biri de kendilerine meyledip ülfet edesiniz diye kendi cinsinizden eşler yaratması ve aranızda bir muhabbet ve şefkat kılmasıdır. Şüphesiz ki, bunda tefekkür eden bir topluluk için nice deliller vardır.” (Rum, 21) buyurmaktadır.

Öyleyse âiledeki saâdet için yegâne hâkim unsur, eşler arasındaki muhabbet, samîmiyet ve şefkat olmalıdır.

Bu yazı Genel kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir